kardanadam

hayat yaşandığı kadar vardır

Salı, Temmuz 26, 2005

ŞARKILARIN DİLİ OLSA...

Şarkıların dili olsa...

Bugün, şarkılar beni aldı götürdü bilinmez bir denizin kıyısına. Sanki orada yaşıyordum. Güneş, tenimi acımasızca yakıyordu. Ama sevginin koruyucu kreminin üzerimde olduğunu bilerek, hiç korkmadım güneşten.
Bugün, şarkıları daha da çok seviyorum, onların beni ne kadar sevdiğini bilmeden.
Şarkıların dili olsaydı keşke. Sözleri yazan söz yazarının, yazarken çektiği acıları, umutları, sevinçleri, her notayı yazabilmek için kalemi eline her alışını dakika bana anlatsaydı.
Anlatsaydı, bende beni alıp uçuran, bilinmez yerlere götüren, belki de günümün en güzel anlarını yaşatan o güzel insanı, daha da çok sevseydim. Hatta sevmekle kalmayıp, onun kutsallığı önünde eğilip, ona tapınsaydım.
Böyle güzel şarkılar yazabilmek ne büyük yetenektir. Zaman zaman da içimden geçirmişimdir (Keşke şarkı sözü yazabilsem, beste yapabilsem, onu çalabilsem) diye. Ama ne yazık ki Tanrının çok sevdiği kulları arasına giremediğim için, böyle bir yeteneğim yok. Ne yaptım ki acaba? Sınavda kopya çekerken mi yakaladı acaba beni?
Belki de en iyisi budur benim için. Yaratanın, yaratılan için en iyisini düşündüğünü, idrak ettiğimizden beri bunun başka bir türlü olma ihtimalini hep göz ardı ediyoruz. Ki bence etmeliyiz de.
Şarkıların dili olsaydı ve bana söz yazarının çektiği sıkıntı, acıları göstermiş, anlatmış olması belki de benim, mevcut durumumdan memnunluk duymamı sağlayacaktı. Sonuçta, işin güzel yanını yaşayan, şarkıyı dinleyip, değişik duygular içinde başka evrenlere uçan benim.
Keşke şarkıların dili olsaydı...

Pazartesi, Temmuz 25, 2005

HAYAT SEN NELERE KADİRSİN

Hayat sen nelere kadirsin...

Hayatın, ucu görünmeyen bir deniz olduğunu idrak ettim bugün. Aslında bunu, daha önceleri de biliyordum. Fakat, söylemde kalan, inanca dayalı olmayan bir bilinçti bu. Dolayısıyla ciddiyetten uzaktı. Bugün ve daha önceki günlerde yaşadığım olaylar neticesinde hayatta öğrenmem gereken en temel bilgiyi, inançla bütünleştirdim.
Hayat, bu kadar enginliğe sahip olmasaydı eğer, her gün beraber olduğum, gezdiğim ve dost bildiğim insanlar ile ayrı düşme ihtimalim olmazdı.
Hayat, bu kadar engin olmasaydı eğer, bir zamanlar sevdiğim insanı bir başkasıyla görmek imkansız olacaktı. Çünkü zaten benimle birlikte olacaktı.
Hayat, bu kadar engin olmasaydı eğer, arkadaş sandığım ve güvendiğim insanlar beni arkamdan vurmayacak, sözlerimi başkalarına büyük bir keyifle duyurmayacaktı.
Hayat, bu kadar engin olmasaydı eğer, yaşanmaması gereken her şey zaten yaşanmayacaktı, dolayısıyla yaşanmaması gereken şeyler zaten olmadığı için dünya çok daha güzel olacaktı.