kardanadam

hayat yaşandığı kadar vardır

Çarşamba, Haziran 01, 2005

Sen, başıma gelen en az en çok hatalarım

Sen, başıma gelen en az en çok hatalarım...

Gidenlerin geri dönmesi ne kadar zordur, bileniniz var mı? Alışkanlıklarını, sevdiğini, hayatta ayrılamam dediklerinden ayrılmayı, yani zor olanı yapmış bir insanın geri dönmesi, ölen bir insanı tekrar diriltmekle neredeyse eş değerdir.

Gidenin ardından gözyaşı döken kişi ise, ayrılmanın verdiği şokla yaşamanın ne kadar zor olduğunu bilir. Yaşadığı kötü tecrübeyi hak etmediğini, her cümlesinin arasında oluşturduğu bir ara cümle içinde hep tekrar eder. Gözyaşları ile burnundan akan sümüklerin ağız kısmında ağız salyaları ile buluştuğunda başını yaslayacak birini arar ve kim olursa başını yaslar ona. Çünkü, fırtınaya yakalanmış küçük bir balıkçı teknesi gibi alabora olmadan, sığınacak bir liman aramaktadır.

Bunları niye mi yazıyorum? Çünkü birbirinden ayrılmış ve her ikisi de çok iyi arkadaşım olan biri bayan biri erkek iki kişinin yaşadıkları bugünlerde tek gündem maddem. Birbirlerini öyle çok seviyorlardı ki, hani onların mutluluğunu kıskanmadım desem yalan olur. Erkek, erkek mankenleri kıskandıracak kadar kalıp sahibi, bayansa yine bayan mankenleri solda sıfır bırakacak kadar fizik sahibi, üstelik her ikisi de iyi birer insandı.
Gençlik çağlarında, bir ay, bir hafta hatta bir gün süren günü birlik ilişkilerinde onların 8 ay boyunca birlikte olmaları, bu ilişkinin evlilikle sonuçlanacağı intibasını herkeste uyandırmıştı.
Oysa, öyle olmadı. Her şey, sanki bilinmez bir el tarafından bozuldu. Kıskanılacak ilişki bitti.
İki taraftan erkek terk eden, bayan ise terk edilen idi. Erkek, bırakmanın ağır yükümlülüğünü, günahını üzerine almayı göze alarak bırakmıştı. Bayanda, ayrılmanın acı getireceğini bildiği için ayrılmak istememiş ama çabaları sonuç vermemişti.
Onları görünce, bırakıp gitmenin ve bırakmış olmanın getirdiği geri dönememenin ve terk edilmiş olmanın dayanılmaz acılarını aynı anda yüreğimde hisseder olmuştum.
Ne olurdu sanki, dünya yaşanmış ve bitmiş aşkların çöplüğü olmasaydı? Ne olurdu dünya, her seferinde uzanıpta tutulabilecek ve hiç kaybedilmeyecek sevgilerle dolu olsaydı?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home