kardanadam

hayat yaşandığı kadar vardır

Perşembe, Mayıs 19, 2005

gençlik bayramı

Bugün 19 Mayıs, yani Gençlik ve Spor Bayramı. Adnan Menderes Stadı'nda yakıcı sıcağın altında yaklaşık iki saat süren gösteriler bana çin işkencesi gibi geldi. Sıcak bir yandan, hoparlörden gelen iç gıcıklayıcı ses bir yandan ve saha içinde yüzlerce hatta binlerce öğrencinin sesleri bir yandan. Bir an için 'Ne oluruyoruz ya, kafam şişti' diye bağırasım geldi. Gel gör ki basın mensubunun şikayet etmeye hakkı yoktur. Paşa paşa görevimi yaptım.
Bu bayramda haber bazında pek malzeme çıkmadı bana. Oysa geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında Ayşe Tülü isimli 67 yaşındaki yaşlı teyzem ne güzelde silahını sahanın içinde çıkarmış, havaya bir kaç el ateş etmek istemişti. Tabii Sayın valimizde onu engellemişti. Herhalde şans diye buna denir ki olay bütün basın mensuplarının gözü önünde tezahür etti. Bu sayede Ayşe Tülü teyzem benim yazdığım haber sayesinde 9 gazetede haber olmuştu. Bu bayramda da benzer olmasa da en azında onun kadar ses getirecek bir bekledim, aradım. Fakat nafile. Yerel gazeteler için sayfa doldurmaya yarayacak kadar normal bir bayram kutlaması yaşandı.
Öğleden sonra ise 14-21 Mayıs Gençlik Haftası dolayısıyla Aydın Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda üç sayı atış yarışması vardı. Oraya giderken, (Ben de katılsam ya) diye içimden geçiriyordum. İç geçirmemi gerçeğe dönüştürdüm ve adımı listeye yazdırdım. Fakat yarışma başlayamıyordu çünkü görevli eksiği vardı. Gönüllü görevliye ihtiyaçları vardı. Göz ucuyla salona bir göz attım. Salonda yaş itibari ile en yaşlı bendim. 25 yaşındaydım ve en büyük bendim. Düşünün salondaki yaş ortalamasını. Ben de gönüllü görevli olarak sahadaki yerimi aldım. Yaklaşık 2 saat süren yarışmalar sırasında görevimi layıkıyla yaptım. Üstelik bol bol da atış yaptım. Hani bende yarışacağım ya. Önceden hazırlık olsun diye. Her neyse bana da sıra geldi. Amma velakin ilk turda yenildim. Üçte sıfır attım. O kadar kötüymüşüm yani.
Yarışmalar sonunda dereceye girenlere ödülleri verildi, bende fotoğraflarını çektim. Haberi yazmak için büroya gelirken, kafam kazan gibi olmuştu. Fark etmemiştim ama gönüllü görevlilik hem yormuş hem de baş ağrısı yapmıştı.
Ama yine de şikayetçi olmamak lazım. Gençlik Bayramının hakkını verdim. Sabah gençlerle beraber stad'da ter döktüm, öğlen de onlarla yarıştım. Yani gençle genç oldum. Aslında yaşlı da sayılmam zaten. Sayılmam dimi....

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home